Aile ve Boşanma Hukuku, aile ilişkileriyle ilgili hukuki düzenlemeleri içeren bir alan olup, evlilik, boşanma, velayet, nafaka ve mal paylaşımı gibi konuları kapsar. Aile hukuku, aile birliğinin korunması ve aile üyelerinin haklarının korunması amacını taşır. Boşanma hukuku ise evlilik birliğinin sonlandırılmasıyla ilgili hukuki süreçleri düzenler. Boşanma durumunda, mal paylaşımı ve çocukların velayeti gibi meseleler de ele alınır. Aile ve Boşanma Hukuku dalında uzmanlaşmış avukatlar, taraflara hukuki danışmanlık ve temsil hizmetleri sunarak aile ilişkilerinin düzenlenmesi ve adil bir şekilde çözümlenmesi için önemli bir rol oynar.
Aile ve Boşanma Hukuku
Aile hukuku, medeni hukukun aile ilişkilerini düzenleyen bir dalıdır. Aile hukuku, mahiyeti itibariyle medeni hukukun diğer dallarından çok farklı özellikler gösterir. Aile hukukunun düzenleme alanına giren ilişkiler, nitelikleri gereği sürekli olan ilişkilerdir. Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olup, eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Aile hukukunun bir diğer özelliği de zayıfların korunması ilkesidir. Aile hukukuna giren ilişkiler ve kurumlar sadece kanunda düzenlenmiş olanlardan ibaret olup, ilişkileri düzenleyen hükümler çoğunlukla emredici hükümlerdir. Aile hukuku ve boşanma hukuku ilişkilerinde geniş ölçüde ahlak ve kamu düzeni düşüncesi hâkimdir.
Nişanlanma
Nişanlanma, ileride birbirleriyle evlenmek isteyen kişilerin, bu konudaki niyetlerini aralarında dile getirmeleri, birbirlerine karşı açıklamalarıdır. Nişanlanmakla birlikte kişiler arasında hukuki bir bağ oluşur. Hukuki bağın oluşması için Nişan töreni yapılması zorunluluğu yoktur. Burada gerekli olan şart, iradelerin karşılıklı ve birbirine uygun surette açıklanmasıdır.
Evlenme
Evlenme kavramını, karşı cinsten iki kişinin, sürekli bir hayat arkadaşlığı ve aile birliği kurmak amacıyla iradelerini birleştirmeleri olarak tanımlayabiliriz. Medeni Kanun’a göre; evlenecek olan kişilerin evlenme ehliyetinin bulunmasıyla birlikte evlenme engellerinin bulunmaması gerekmektedir.
Boşanma
Boşanma kısaca evlilik birliğinin sona erdirilmesidir. Boşanma sebepleri Medeni Kanun ile belirlenmiştir. Bu nedenle kanunda belirtilen sebepler dışında başka bir sebeple boşanma davası açılamaz ve boşanma kararı verilemez. Boşanma sebepleri mutlak ve nispi boşanma sebepleri olarak sayılabileceği gibi, özel ve genel boşanma sebepleri olmak üzere de sayılabilir.
Anlaşmalı Boşanma
Evliliğin, eşler arasında yapılacak anlaşma ile sonlandırılma şekline Anlaşmalı Boşanma denilmektedir. Bu boşanma türünde sıkı şartlar olmamakla birlikte kanuna aykırı anlaşma şartları hakim tarafından düzenlenebilmektedir.
Yasal olarak evliliğin bir yıl sürmesi, eşlerin tüm konularda anlaşmaları ve bu anlaşmayı Anlaşmalı Boşanma Protokolünde belirtmeleri gerekir. Anlaşmalı Boşanma Protokolünde çocukların velayeti, mal paylaşımı ve nafaka gibi konular belirtilmelidir. Taraflarca, Anlaşmalı Boşanma Protokolünün mahkemede hakim huzurunda kendilerine ait olduğu ve kabul beyanından sonra boşanma kararı verilmektedir.
Anlaşmalı boşanmaya karar veren çiftler, anlaşma konularını Anlaşmalı Boşanma Protokolüne yazıp imzaladıktan sonra kanuna uygun Anlaşmalı Boşanma dilekçesini hazırlayarak yetkili Aile Mahkemesinde dava açılabilecektir. Dilekçenin kabulünden sonra Mahkemece duruşma gün ve saati tebliğ edilmektedir. Duruşma esnasında yasal engel olmadığının tespit edilmesi ile boşanma karar bağlanır. Gerekçeli kararın tebliğinden sonra temyiz süreci başlar. Kararın kesinleşmesi ve işlemlerin hızlandırılması için temyizden feragat dilekçesi sunulmalıdır. Gerekçeli kararın kesinleşmesi ile Nüfus Müdürlüğünde gerekli düzeltmeler yaptırılır.
Anlaşmalı boşanma davalarında, tarafların boşanma sürecini hızlandırmaları, haklarını korumaları ve hata yapmamaları için Boşanma Avukatı yardımı almaları uygun olacaktır.
Çekişmeli Boşanma
Medeni Kanunda belirtilen Zina, Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış, Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme, Terk, Akıl Hastalığı, Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması, Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması sebeplerinden dolayı ve evlilik birliğini bitirme konusunda anlaşma sağlanamaması ile anlaşma sağlanmış olsa dahi evliliğin bir yılı doldurmadığı hallerde eşler Çekişmeli Boşanma Davası açmalıdır. Çekişmeli Boşanma Davası tek taraflı açılabileceği gibi karşılıklı da açılabilmektedir.
Çekişmeli Boşanma Davaları kişilere özel dava türlerinden olduğu için dava dilekçesi, tanık ve deliller dava sonucunu belirleyecektir. Teknolojinin ilerlemesi ile internet ortamından temin edilen dilekçeler, eş dost ve akrabalardan edinilen bilgiler ile hazırlanan boşanma dilekçeleri ile açılan boşanma davalarında hak kayıpları sıkça görülmektedir. Bu bakımdan avukat zorunluluğu bulunmamasına rağmen davanın reddedilmemesi ve hak kaybına uğranılmaması için Boşanma Avukatı yardımı almak uygun olmaktadır.
Eşler Arasındaki Mal paylaşımı
Eşler arasındaki mal rejimi; evlilik öncesi ve evlilik süresince edinilmiş olan para ve tüm malların evlenme, boşanma ve ölüm sonrası nasıl paylaştırılacağıdır. Medeni Kanun dört tür mal rejimi kabul etmiştir. Bunlardan “edinilmiş mallara katılma rejimi” yasal rejim olarak belirtilmiş, diğer üçü; mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklı rejimleri olarak sayılmıştır. Eşler yasal mal rejimi dışındaki rejimlerden bir tanesini evlenmeden önce ya da sonra tercih edebilirler. Bu nedenle bunlar, seçimlik mal rejimi türleri olarak nitelenebilir.
Soybağı
Genel anlamda soybağı, bir kimse ile onun üstsoyu arasındaki biyolojik ve doğal bağlantıyı ifade eder. Dar anlamda soybağı, çocuk ile ana-baba arasındaki bağlantıyı işaret eder. Soybağı doğal ve yapay olmak üzere ikiye ayrılır. Doğal soybağı, çocuk ile ana-baba arasında doğumla oluşur ve kendiliğinden kurulur. Yapay soybağı ise, doğumla değil, hukuki bir işlem soncunda oluşur.
Evlat edinme
Çocukları olan veya olmayan kişilerin kanunda belirtilen şartları taşıması halinde bir çocuğu nüfusuna alma işlemine evlat edinme denilmektedir. Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer. Evlâtlık, evlât edinenin mirasçısı olur. Evlâtlık küçük ise evlât edinenin soyadını alır. Evlât edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir. Ergin olan evlâtlık, evlât edinilme sırasında dilerse evlât edinenin soyadını alabilir.
Aile Konutu
Eşlerin birlikte yaşadıkları konut Aile Konutu olarak adlandırılır. Aile konutu yalnızca bir konuttur. Eşlerin başkaca konut ya da konutları Aile Konutu dışında değerlendirilir.
Nafaka
Gerek boşanma gerekse boşanma davası aşamalarında, yoksulluğa düşecek eş ve çocuğun bakımı için eşlerden birinin diğer eşe ödemesi gereken ücret nafaka olarak adlandırılır. Mahkemece; boşanma davası içerisinde eş ve çocuk için Tedbir Nafakası, boşanma sonunda ise eş için Yoksulluk Nafakası, çocuk için İştirak Nafakası olarak karar verilmektedir. Kanunda belirtilen şartlar halinde, ödenmediğinde yoksulluğa ve muhtaç duruma düşecek kişiler için de Yardım Nafakası kararı verilmektedir. Mahkemece nafakaya hükmedilirken nafaka türüne göre nafaka miktarı da belirtilir.
Tedbir Nafakası
Boşanma davası aşamalarında hakim tarafından, taraflardan yoksulluğa düşecek eş ve varsa çocuğun bakımı için dava sonuçlanıncaya kadar eşlerden birinin diğer eşe ödemesi gereken para Tedbir Nafakası olarak adlandırılır.
Yoksulluk Nafakası
Boşanma davasının sona ermesi ile yoksulluğa düşecek taraf için diğer eş tarafından ödenecek para Yoksulluk Nafakası olarak adlandırılır. Yoksulluk nafakası, boşanma sonunda çalışmayan ve geliri olmayan eşe muhtaç duruma düşmemesi için verilmektedir.
İştirak Nafakası
Boşanma davalarında boşanma kararının verilmesi ile varsa çocuk/çocukların bakım, eğitim ve diğer ihtiyaçları için çocuğun velayetinin verildiği tarafa diğer tarafın ödemesi gereken paraya İştirak Nafakası denir. Diğer bir deyiş ile çocuk/çocukların bakım, eğitim ve diğer ihtiyaçlarının boşanan eşlere paylaştırılmasıdır.
Yardım Nafakası
Ödenmediği sürece yoksulluğa ve muhtaç duruma düşecek kişilere ödenen nafaka türüne Yardım Nafakası denilmektedir. Yardım nafakası, eğitime devam eden 18 yaşını geçmiş çocuklara, yetişkinler tarafından ana babaya ödenebilmektedir.
Velayet
Reşit olamayan çocukların temsil edilmesine velayet denilmektedir. Genel olarak ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadan velayet ana babadan alınamaz. Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir.
Vesayet
Genel anlamda bedensel ve zihinsel bir engeli bulunan ya da karar verme yeteneği bulunmayan kişilerin temsil edilmesidir. Vesayet kararı mahkemece verilmektedir.
Kayyım
Hukuki anlamda “Belli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse” demektir. Aralarında husumet bulunan kişilerin davalarında taraflardan birinin reşit olmaması vb. durumlarda mahkemece temsil edilmesi için kayyım atamaktadır.
Aile Hukuku kapsamında yer alan konular;
– kişilik haklarına saldırıya karşı koruma
– adın korunması, adın değiştirilmesi
– nüfus sicilinde değişiklikler
– boşanma davası
– boşanmada tazminat ve nafaka
– aile içi şiddet
– müşterek evden uzaklaştırma tedbiri
– eve veya iş yerlerine yaklaşmama tedbiri
– iletişim vasıtalarıyla rahatsız etmeme tedbiri
– eşler arasında mal rejimleri
– soybağının kurulması
– babalık davası
– evlat edinme
– çocuk mallarının yönetimi
– miras
– terekenin yönetilmesi
– mirasın paylaşılması
Boşanma Davası
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’muzun 161 ve 166. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Boşanma davası, evlilik birliğini sona erdirilmesi amacıyla açılır.
Boşanma davası zina, hayata kast, onur kırıcı muamele, terk, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (şiddetli geçimsizlik) nedenlerine dayalı olarak açılabilir.
Bununla birlikte en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşler anlaşarak da boşanma davası açabilirler.
Boşanma davası, aile mahkemelerinde, aile mahkemelerinin kurulmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemelerinde açılır.
Boşanma davası, evlilik birliğinin sona erme nedenlerinde kusuru ağır olmayan eş tarafından açılabilir. Kusuru daha ağır olan eşin bu davayı açmış olması halinde, az kusurlu eş bu davaya itiraz edebilir. Bu halde dava reddedilir.
Boşanma davasında davacının avukat tutması zorunlu değildir. Yani muhakkak bir avukat aracılığıyla açılması gerekmez. Türk Hukukunda tarafların avukat tutma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bununla birlikte tarafların hak kaybına uğramamaları, işlerinin daha doğru ve daha hızlı takip edilmesi için avukat tutmalarında yarar bulunmaktadır.
Boşanma davasında genel olarak boşanma ya da ayrılık ile birlikte nafaka, maddi ve manevi tazminat da istenmektedir. Bununla birlikte, müşterek ve ergin olmayan çocukların bulunması halinde bunların velayeti ve bunların geçimi, eğitimi ve diğer giderleri için iştirak nafakası da talep edilmektedir.
Eşlerin, evlilik birliğini sona erdirmek istemelerinin nedeni ne olursa olsun, evlilik süresinin bir yılı doldurmuş olması halinde boşanma davasının anlaşmalı olarak bitirilmesi mümkündür.
Boşanma davalarında tarafların müşterek çocukları varsa bunların hangi ebeveynde kalacağı, bakımlarının nasıl sağlanacağı, nafaka miktarları, davadaki sebeplere göre eşlerin ne kadar tazminat alabileceği, maddi ve manevi tazminat miktarlarına da karar verilmelidir.
Boşanma davası ile birlikte eşlerin mal varlığını paylaşmaları konusunda bir karar verilmez. Eşlerin mal varlığını paylaşmaları konusundaki problemin çözümü için ayrıca bir dava açmaları gerekir.
Comments
No comments yet.