Adli tatile rastlayan işler açısından süreler kanunda sayılı haller ayrık kalmak üzere tatilin bitiminden itibaren bir hafta daha uzadığının kabul edilmesi gerekir.
4. Hukuk Dairesi 2014/1087 E. , 2014/2484 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2012
NUMARASI : 2008/99-2012/505
Davacı Ş.. Y.. vekili Avukat S. Amuş tarafından, davalı Adalet Bakanlığı aleyhine 12/03/2008 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın HMK’nun 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına dair verilen 15/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, icra memurunun mahkeme kararlarını uygulayıp hacizleri kaldırması gerekirken kaldırmayıp devam ettirmesi nedeniyle uğradığı zararın giderilmesini istemiştir.
Dosya içeriğinden, 22/05/2012 tarihli oturumda HMK 150 md. gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 07/09/2012 tarihinde dosyanın yeniden işleme konulması dilekçesi verdiği ve aynı gün harcı da yatırdığı, mahkemenin ise üç aylık yasal sürede dava yenilenmediğinden açılmamış sayılmasına karar verdiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu kararda sorun, hangi davalar adli tatile tabidir ve adli tatilde sürelerin nasıl hesaplanması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarih itibarıyla 6100 sayılı HMK yürürlüktedir. Bu kanunun 448. maddesi gereğince “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” O halde, 6100 sayılı HMK’na göre yenileme dilekçesinin süresinde verilip verilmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. HMK’nun 102. maddesi gereğince, Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuzbir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar. 104. madde gereğince ise Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır. Yine aynı kanun 103. maddesinde ise adli tatilde görülecek dava ve işler belirlenmiştir.
Dava konusu tazminat İİK’nun 5. maddesinden kaynaklanmakta olup 103. maddesi kapsamında kalmadığı açıktır. 22/05/2012 tarihinde işlemden kaldırılma kararı verildiğine göre 6100 sayılı HMK 150/5 md. gereğince yasal 3 aylık yenileme süresi 22/08/2012 tarihine isabet etmektedir. Bu tarih ise adli tatil zamanına rastlamakta olup bu durumda yenileme süresinin adli tatilin bittiği gün olan 31 Ağustos 2012’den itiben bir hafta daha uzadığının kabul edilmesi yasa hükmü gereğidir. Davacı vekilinin 07/09/2012 tarihinde verdiği yenileme dilekçesinin, uzamış süre içinde verildiği kabul edilmelidir. O halde süresinde verilen yenileme dilekçesi nedeniyle davaya kaldığı yerden devam edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yasa hükümlerine aykırı olarak dilekçenin süresinde verilmediği kabul edilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Comments
No comments yet.