Alkollü Sürücünün Trafik Güvenliğini Tehlike Sokması

Türkiye’de alkollü araba kullanma, ciddi hukuki sonuçları beraberinde getirir. Sürücüler para cezaları, hapis cezaları ve ehliyet iptali gibi yaptırımlarla karşılaşabilir. Alkollü sürüşe bağlı trafik kazalarında maddi ve manevi tazminat davaları açılabilir. Alkolmetre testinde kandaki promil miktarının 50 ile 100 arası olması durumu idari cezalara tabi iken, ölçüm değerinin 100 promolin üzerinde olması durumunda, bir kaza yaşanmasa dahi, alkollü araç kullanmak suç teşkil etmekte olup sürücü hakkında kamu davası açılmasına yol açmaktadır. Ayrıca, ölümlü veya yaralanmalı trafik kazası yaşandığında, kazadan sonra yapılan alkol muayenesinde, geçen her 1 saatte kandaki alkol miktarının 15 promil azaldığı kabul edilerek geriye dönük hesaplama yapılır. Hukuki süreç, suçun ağırlığına ve mahkemenin takdirine bağlı olarak değişebildiğinden zaman kaybetmeden konunun uzmanı avukatlardan hukuki destek alınmasında yarar bulunmaktadır.

alkollü araba kullanma sürüş sürücü sürücünün araç trafik kazası hukuki süreç sonuç cezai yaptırım para hapis cezası avukat hukuk bürosu

Alkollü Sürücünün Trafik Güvenliğini Tehlike Sokması

Alkollü araç kullanma, bir başka ifadeyle alkollü sürücünün trafik güvenliğini tehlike sokması, ciddi hukuki sonuçları beraberinde getirir. Trafik güvenliği, toplumun en önemli önceliklerinden biridir. Yüksek para cezaları, hapis cezaları, ehliyet iptalleri, maddi ve manevi tazminat davaları gibi cezai yaptırımlar, alkollü sürücülerin karşılaşabileceği muhtemel sonuçlardır.

Alkolün Sürücüler Üzerindeki Etkileri

Alkol, sürücülerin algılama, dikkat, tepki süresi ve motor becerilerini olumsuz etkileyen bir maddedir.

  • Alkollü sürücünün sürüş becerilerine etkisi: Alkol, merkezi sinir sistemine etki ederek sürücünün motor becerilerini olumsuz yönde etkiler. Alkollü sürücüler, dikkatlerini toplama, mesafe ve hızı doğru bir şekilde değerlendirme, araç kontrolü ve ani durumlara tepki verme gibi temel sürüş becerilerini kaybederler. Bu durum, trafik kazalarının artmasına ve ciddi yaralanmalara neden olur.
  • Alkol ve hızın etkileşimi: Alkol, sürücülerin risk alma eğilimini artırır ve karar verme yeteneklerini azaltır. Bu nedenle, alkollü sürücüler genellikle hız sınırlarını aşarlar ve trafik kurallarını ihlal ederler. Hızlı seyreden bir araçla kontrol kaybı yaşandığında, kazanın etkisi daha da büyük olur ve ölümcül sonuçlara yol açabilir.
  • Alkollü sürücülerin yaya ve diğer sürücüler için tehdit oluşturması: Alkollü sürücüler, sadece kendi güvenliklerini değil, aynı zamanda etraflarındaki diğer kişilerin güvenliğini de tehlikeye atar. Yaya geçitlerinde, kavşaklarda ve yollarda yürüyen insanlar için alkollü sürücüler ciddi bir tehdit oluşturur. Ayrıca, diğer araçlarla çarpışma riski de artar ve masum sürücülerin yaralanmasına veya ölümüne neden olabilirler.

Yasal sonuçlar

Alkollü sürüş, trafik kurallarını ihlal etmek anlamına gelir ve bu da sürücülerin yasalarla karşı karşıya kalmasına neden olur. Bir sürücü alkollüyken yakalanması durumunda, cezalar arasında para cezası, ehliyetin geçici veya kalıcı olarak iptal edilmesi, hapis cezası ve toplum hizmeti gibi farklı seçenekler bulunabilir. Yasal sonuçlar, alkollü sürücülerin kendi hayatlarını ve geleceklerini olumsuz etkileyebilir. Şöyle ki;

  • Kanuni Alkol Sınırı: Türkiye’de kanuni alkol sınırı, araç kullanırken kan dolaşımındaki alkol miktarının 0.50 promil (promilaj) değerini aşmamasıdır. Ancak, ticari araç sürücüleri ve kamu hizmetinde çalışan sürücülerin alkollü olarak trafiğe çıkmaları tümüyle yasaklanmış, diğer sürücüler içinse yasal sınır olarak bir litre kanda yarım gram alkole eşit olan, 0.50 Promil belirlenmiştir. Birçok içkide bulunan alkol oranı (içkinin alkol derecesi) çok farklıdır ve bu nedenle ne kadar alkol alındığının belirlenmesi çok güç olabilir. Ayrıca alkolün vücutta yakılması zaman isteyen bir iştir ve bu da kişinin vücut ağırlığı, karaciğerinin büyüklüğü, genel sağlık durumu başta olmak üzere pek çok faktöre göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle birçok kişi aldığı alkol miktarı konusunda yanılgıya düşmektedir.
  • Ceza ve Cezai Yaptırımlar: Alkollü sürüş, TCK ve Trafik Kanunu’nda yer alan ilgili maddeler gereğince cezai yaptırımlarla karşılanır. Alkollü sürüşe ilişkin cezalar şunları içerebilir:
    • Para Cezası: Alkollü olarak araç kullanma durumunda, sürücüye yüksek miktarda para cezası uygulanır. Cezanın miktarı, sürücünün alkol oranına, daha önceki suç kaydına ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir.
    • Hapis Cezası: Alkollü sürüş, özellikle kazaya sebep olması veya insan hayatını tehlikeye atması durumunda hapis cezasını gerektirebilir. Hapis cezasının süresi, suçun niteliğine ve kazaya sebep olup olmadığına bağlı olarak değişebilir.
    • Geçici Ehliyet İptali: Alkollü sürüşe ilişkin bir suçlamada bulunan sürücülerin ehliyetleri geçici olarak iptal edilebilir. Ehliyet iptali süresi, suçun ağırlığına ve tekrarlayan suç durumunda artabilir.
    • Sürekli Ehliyet İptali: Ağır alkollü sürüş, ölüme veya ciddi yaralanmalara neden olan bir kaza gibi durumlarda, sürücünün ehliyeti sürekli olarak iptal edilebilir. Bu durumda, sürücü belirli bir süre boyunca araç kullanma yetkisini tamamen kaybeder ve ehliyetini yeniden alabilmesi için belirli şartları yerine getirmesi gerekir.
    • Maddi ve Manevi Tazminat: Alkollü sürüş sonucunda başka bir kişi yaralanır veya ölürse, alkollü sürücüye maddi ve/veya manevi tazminat davaları açılabilir. Yaralanan veya hayatını kaybeden kişinin yakınları, maddi zararlarını ve acılarını karşılamak için alkollü sürücüye karşı hukuki yollara başvurabilirler. Bu tür tazminat davaları sürücü için önemli mali ve hukuki sonuçlar doğurabilir.
    • Sürücü Belgeleri ve Kayıtlar: Alkollü sürüşe karışan sürücülerin bu suçtan kaynaklanan kayıtları tutulur ve sürücü belgeleri üzerinde bu kayıtların işaretlenmesi yapılır. Bu durum, sürücünün gelecekteki araç kullanımı ve sürücü belgesi başvuruları için olumsuz bir etki yaratabilir. Ayrıca, alkollü sürüşe ilişkin kayıtlar, polis ve yetkililer tarafından denetimlerde kullanılabilir.
    • Rehabilitasyon Programları: Türkiye’de alkollü sürüş suçlamasıyla karşılaşan sürücüler, bazı durumlarda rehabilitasyon programlarına katılmak zorunda olabilirler. Bu programlar, sürücülere alkollü sürüşün tehlikelerini anlatmak, alkol bağımlılığı konusunda destek sağlamak ve tekrarlanan suçları önlemek amacıyla düzenlenir. Programa katılım, sürücünün cezalarını hafifletmek veya ehliyetini geri kazanmak için gereklidir.

Alkollü araç kullanmak hem sürücünün kendisine hem de trafikte seyir halinde ilerleyen diğer araçların, araçları sevk ve idare eden sürücülerin, yayaların, hayvanların ve maddi malvarlıklarının (bariyer, trafik lambası, tabela, bank vb.) zarar görmesine sebep olabilecek son derece tehlike arz eden bir eylemdir. Alkol ve/veya uyuşturucu madde etkisinde araç kullanan bir sürücü, kendisinin ve başkalarının büyük ölçüde hem maddi hem cismani (fiziki) zarara uğramasına sebep olabilir. Ancak günümüzde, pek çok sürücü aldıkları alkol miktarının “kimseye bir zararının olmayacağını” düşünerek özellikle gece vakitlerinde, alkol etkisinde araç kullandıkları bir sosyal olgudur.

50 promilin üzeri

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesi uyarınca, 50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, 700 Türk Lirası idari para cezası verilerek sürücü belgelerine 6 ay süreyle el konulur. Hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırı 21 olarak uygulanır. İhlal eyleminin tekrar edilmesi durumunda, idari para cezasının miktarı ve sürücü belgesine el konulması süresi arttırılarak ceza uygulanır. Toplumumuzda da çoğunluk tarafından bu yaptırım bilinse de Türk Ceza Kanunu anlamında suç kabul edilen nitelikli haline değinmekte fayda olacaktır.  

100 promilin üzeri

Trafikte kolluk görevlileri tarafından (trafik polisi, jandarma vs.) alkometre ile yapılan ölçüm neticesinde, kandaki alkol oranının 100 promilin üzerinde olması halinde, Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinde düzenlendiği üzere, sürücü hakkında 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Şu ana kadar her ne kadar alkol ihlalinden söz etmiş olsak da hem Karayolları Trafik Kanunu’nda hem de Türk Ceza Kanunu’nda uyuşturucu madde etkisinde araç kullanmak da aynı cezaya tabidir. Burada üzerinde durulması gereken husus, sürücü tarafından herhangi bir kural ihlali yapılmasa dahi, 100 promil üzerinde alkollü araç kullanılması ve araç sürücüsünün emniyetli bir şekilde araç kullanamayacağının tespiti ile suçun unsurları oluşmaktadır.

Nitekim Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 16/06/2020 Tarihli, 2019/12111 E. ve 2020/3574 K. sayılı kararında, “… Trafik ekiplerince yapılan yol kontrolünde durdurulan araç sürücüsü sanığın kolluk görevlileri tarafından alkol metre ile yapılan ölçümde 1.03 promil alkollü olarak araç kullandığının tespit edildiği somut olayda, atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin, sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi kararının bozulmasına” karar verilmiştir. Görüldüğü üzere suçun failinin, cezalandırılması için herhangi bir maddi veya cismani (fiziki) zarara sebep olması şartı aranmamış olup trafik çevirmesinde, sürücü olan failin aracının durdurulması sonrasında yapılan denetimde, suçun unsurlarının oluşumu için 100 promil üzerinde kanında alkol bulunması yeterli görülmüştür.

Olay Anına İlişkin Kandaki Alkol Miktarı

Bu ihlal sebebiyle açılan bir davada, Yargıtay tarafından kabul edildiği üzere, ölçümün yapıldığı andaki promil miktarına bağlı olarak, Adli Tıp Kurumu uygulamasına göre, kaza anında kaç promil civarında olduğu tespit edilmekte ve bu tespite binaen hazırlanan rapor doğrultusunda fail hakkında, Savcılık tarafından adli süreç başlatılmaktadır.

Nitekim Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 01/07/2020 Tarihli, 2019/9954 E. ve 2020/4200 K. sayılı  kararında, “… olay günü saat 20.00 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki ticari taksi ile seyir halindeyken karşıdan karşıya geçmekte olan yaya …’a çarptığı, yayanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı ve sanıktan şikayetçi olmadığı, 20.23’te alkol metre ile yapılan ölçümde sanığın 0.95 alkollü olduğunun tespit edildiği olayda; geçen her bir saatte vücuttaki alkol seviyesinin 0.15 promil düştüğü bilindiğine göre kaza saati ile alkol ölçümü arasında 23 dakika geçtiği göz önüne alındığında, sanığın olay sırasında alkol miktarının 100 promilden yüksek olduğu sonucuna varılacağı, alkol oranının 1.00 promilin altında kaldığının kabulü halinde dahi 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/7. maddesinde yer alan, “Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi halinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır” şeklindeki düzenleme karşısında; atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin sanık hakkında mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesinin bozulmasına” şeklinde karar verilmiştir.

Dolayısıyla failin, olağan radar kontrolü sırasındaki denetimi hariç tutulmak kaydıyla yaşanan bir trafik kazası sonrasındaki denetiminde, alkolmetreye üflediği sırada ekranda kaç promil yazdığı değil yazan promil miktarı doğrultusunda, kaza anında kandaki alkol miktarı hesaplanarak soruşturmaya başlanmaktadır.

Yasal Sürecin İşleyişi

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 179/3. maddesinde düzenlenmiştir. Suç, şikayete tabi olmayıp zarara uğrayan mağdurun veya kamunun herhangi bir şikayeti olmasa bile Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen soruşturma başlatılacak ve akabinde kamu davası açılacaktır. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma evresinde, şüphelinin ifadesi alınacak, deliller toplanacak ve yeterli şüpheye ulaşılır ise şüpheli hakkında iddianame hazırlanarak görevli ve yetkili mahkemeye gönderilecektir. İddianamenin kabulü ile birlikte kovuşturma evresinde mahkeme tarafından sanığın yargılaması yapılarak (sanık sorgusu, varsa tanıkların dinlenmesi, katılanın dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve tüm delillerin değerlendirilmesi sonrasında) hüküm kurulacaktır. Mahkeme tarafından, sanığın davaya konu suçu işlediği kanaati, işlemediği kanaatinden yüksek ise sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulacaktır. Ceza belirlenirken sanığın önceki suç geçmişi, sosyal hayatı, hukuki sürece olan yaklaşımı ve tavırları, beyanları, yeniden suç işleyip işlemeyeceği yönünde bıraktığı izlenim gibi somut tutumları etkili olacaktır. Bu evrelerde; şüphelilerin/sanıkların profesyonel hukuki yardım alarak kendileri adına mümkün olan en az zararla süreci tamamlamayı amaçlamak hedefinde olmalıdırlar.

Profesyonel hukuki destek

Alkollü sürüşün hukuki sonuçlarıyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için güncel uygulamalar ve  güncel mevzuatın sıkı takibi gerekir.  İstenmeyen hukuki sonuçların etkisine maruz kalmamak açısından gecikmeye mahal vermeden profesyonel hukuki destek almak için iletişime geçmeniz tavsiye olunur.

/ Ceza Hukuku, Görüşler / Düşünceler, Görüşler / Düşünceler / Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Comments

No comments yet.

Yanıtla