Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenmiş özel bir suç tipidir. Bu düzenleme, devletin en üst makamına yönelik onur kırıcı ifadelerin cezai yaptırımla karşılık bulmasını öngörürken, aynı zamanda ifade özgürlüğü ile kamu makamlarının eleştiriye açıklığı arasında hassas bir dengeyi gündeme getirir. Yazıda, bu suçun unsurları, cezai sonuçları, uygulamada karşılaşılan sorunlar, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları ışığında ifade özgürlüğünün kapsamı ayrıntılı biçimde ele alınmaktadır. Sosyal medya paylaşımları, siyasi eleştiriler, basın açıklamaları gibi örnekler üzerinden güncel yargı kararları analiz edilmekte; şüpheli, sanık ve mağdur bakımından hak arama yollarına değinilmektedir.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ve Cezası
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, özel düzenleme konusu olmuştur. Ülkemizde hakaret fiilli suç oluşturmaktadır. Kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığını korumak amacıyla hakaret suç sayılmıştır. Ancak, Cumhurbaşkanına hakaret suçu, hakaret suçunu düzenleyen genel hükümlerden (TCK 125 vd.) ayrı olarak TCK md. 299’da özel bir madde şeklinde ayrıca düzenlenmiştir.
Cumhurbaşkanının Devleti temsil etmesi ve Anayasada belirtilen görev ve yetkileri göz önüne alınarak Cumhurbaşkanının kişiliğine yöneltilen hareketin bir bakıma Devlet kuvvetleri aleyhine cürümlerden sayılması gerektiği düşüncesinden hareketle Cumhurbaşkanına karşı hakaret, genel hakaret suçundan müstakil, ayrı bir suç hâlinde düzenlenmiştir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla korunan hukuki değer, Devletin başı olan ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanının konumunu, makamının saygınlığını korumak olarak ifade edilmektedir.
Fail & Mağdur
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun faili, herhangi bir kişi olabilir. Fail herhangi bir sıfatı olamayan bir kişi olabileceği gibi, kamu görevlisi de olabilir. Hakaret eden kişinin sahip olduğu sıfatı, suçun niteliği veya cezalandırma yönünden bir farklılığa neden olmaz. Bu suçun mağdurunun Cumhurbaşkanı’nın kendisi ve genel olarak toplumu oluşturan bireylerin tamamı olduğu söylenmektedir.
Bu suçun oluşması için hakaret fiilinin Cumhurbaşkanlığı görevi süren bir kişi hakkında işlenmesi gerekir. Eski Cumhurbaşkanına veya gelecekte Cumhurbaşkanı olması beklenen kişiye yönelik olarak bu suçun işlenebilmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanlığı sıfatı ant içmeyle başlar ve yeni Cumhurbaşkanının ant içme anına kadar devam eder.
Serbest hareketli suç
Hakaret, bir kişiye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek şekilde bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle onur, şeref veya saygınlığa saldırılmasıdır. Bu suçun herhangi bir davranışla işlenebilmesi mümkündür. Bu suç serbest hareketli suç olduğundan sözler, imalı şarkılar, yazı, çizim, resim, nefreti gösteren hareketler ve bunun gibi davranışlarla işlenebilmesi mümkündür. Bu suç telefonla, mektupla, basın yayın araçlarıyla veya facebook, instegram, twitter, tiktok gibi sosyal medya mecraları yoluyla veya diğer iletişim araçlarıyla işlenebilir.
Hakaret suçu, kişinin yüzüne karşı işlendiğinde “huzurda hakaret” adını alır. Ancak, bu suç hakaret edilen kişinin yüzüne karşı olmaksızın gıyabında da işlenebilir. Kişiye hazır bulunmadığı bir ortamda veya doğrudan muttali olamayacağı bir surette hakaret edilmesi durumunda, “gıyapta hakaret” suçu oluşur.
Hakaretin Cumhurbaşkanına görevi nedeniyle veya sadece kişiliği ve özel yaşamı dolayısıyla gerçekleşmesi arasında suçun oluşumu açısından herhangi bir fark yoktur. Örneğin, Cumhurbaşkanına “Amerikan kuklası” denilmesi, Cumhurbaşkanının kendi istek ve iradesi olmayan, başkalarınca yönlendirilen, kişiliği zayıf kimse olarak nitelenmesi anlamına geleceğinden bu suçu oluşturacağı hususunda yargı içtihatları mevcuttur.
Sanığın çeşitli tarihlerde kendi facebook sayfasında aynı suç kastıyla ve birden fazla kez Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kastettiği açıkça anlaşılacak şekilde; “katil, yezit, hapisten korktuğu için zulmeden, teröristleri besleyen” gibi doğrudan Cumhurbaşkanını halk nezdinde küçük düşürücü, onur ve saygınlığını zedeleyici, isnatlarda bulunması, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kalmayan, anlam ve içerik derinliğinden yoksun, sloganik tarzda aşağılayıcı ve hakaret kastıyla söylenmiş paylaşımlardan ibaret olduğundan sanığın eyleminin Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturacağı hükmü verilmiştir. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar: 2017/4807)
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun yalın halinin yanında, nitelikli hali de mevcuttur. Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza artırılmaktadır. Hakaret suçunun belirsiz sayıda kimse tarafından bilinip görülebilecek bir şekilde işlenmesi durumunda aleniyet unsuru gerçekleşmiş olur.
Niyet
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, genel kasıtla işlenebilir. Bu suçun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Hakaret edilen kişinin Cumhurbaşkanlığı sıfatına sahip olduğu bilinerek hareket edilmelidir. Saikin siyasi olması şart değildir. Cumhurbaşkanlığı sıfat veya vazifesiyle alakalı saike de lüzum yoktur.
Takip usulü
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun takibi, şikayete tabi olmayıp re’sen takip edilen bir suçtur. Suçun işlendiği bilgisini bir şekilde alan Cumhuriyet Başsavcılığı re’sen harekete geçerek soruşturma başlatır. Ancak, kovuşturma aşamasına geçilebilmesi Adalet Bakanının iznini gerektirir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu suç, taraflar arasında uzlaştırma usulü uygulanmasını gerektiren suçlardan değildir.
Siyasiler, üst düzey bürokratlar ile kamuya mal olmuş kişiler, diğer insanlara nazaran ağır eleştirilere daha fazla katlanmak zorunda oldukları demokratik toplumlarda geniş bir kabul görmektedir. Eleştiri; kırıcı, şok edici ya da rahatsız edici olabilir. Eleştiri sınırları aşılıp sözlenen sözler hakarete varınca suç oluşur. İfade hürriyeti bakımından eleştiri ile hakaret arasındaki ince çizgi toplumda hakim olan ortalama düşünüş ve anlayışa göre, kişilerin ifade hürriyeti ile mağdurun birey olarak onur ve şerefi arasındaki denge de gözetilmek suretiyle hakim tarafından belirlenir. Kaba sövme hiçbir koşulda eleştiri olarak kabul edilmemektedir. (Y16CD-K.2017/4807).
Yaptırım
Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır (TCK md 299).
Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Bu suç nedeniyle ceza mahkemesi tarafından hükmedilen hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir. Bu suç nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.
Sayısal Veriler
Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla ilgili soruşturma ve dava sayılarında son yıllarda belirgin bir artış gözlemlenmiştir. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, 2014 yılında 682 olan Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla açılan soruşturma sayısı, 2021 yılında 33.973’e yükselmiştir. Aynı dönemde açılan dava sayısı ise 110’dan 9.168’e çıkmıştır.
2014-2021 yılları arasında toplam 194.142 soruşturma açılmış ve 44.675 dava görülmüştür. Bu davaların sonucunda, 2021 yılında 4.112 mahkûmiyet kararı verilmiştir. Özellikle 18 yaş altındaki çocuklar hakkında açılan dava sayısında da artış yaşanmış; 2014’te sadece 1 çocuk yargılanırken, 2021’de bu sayı 305’e ulaşmıştır.
2019-2022 yılları arasında ise toplam 52.000’den fazla kişi Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla yargılanmıştır. 2022 yılında ceza mahkemelerinde bu suç kapsamında 7.712 sanık yargılanmış ve 1.872 mahkûmiyet kararı alınmıştır.
Bu veriler, Cumhurbaşkanına hakaret suçuna ilişkin soruşturma ve dava sayılarında son yıllarda önemli bir artış olduğunu göstermektedir.
Comments
No comments yet.