Yargıtay, tefecilik suçuyla ilgili verdiği bu kararında, suçun işlendiği tarihin hukuki değerlendirme açısından belirleyici olduğuna dikkat çekmiştir. 1 Haziran 2005 öncesinde, yani 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu döneminde, tefecilik suçunun oluşabilmesi için kişinin birden fazla kişiye, sürekli ve sistemli biçimde faiz karşılığı borç para vermesi ve bu işi meslek hâline getirmesi gerekiyordu. Suçun yaptırımı o dönemde 2279 sayılı Kanun ile düzenlenmişti. Ancak, 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren 5237 sayılı yeni TCK’nın 241. maddesiyle, bu suç yeniden tanımlanmıştır. Yeni düzenlemeye göre, bir kişiye dahi kazanç elde etme amacıyla ödünç para verilmesi suçun oluşması için yeterlidir. Artık bu eylemin meslek hâline gelmiş olması aranmaz. Suçun zincirleme şekilde işlenmesi mümkündür, fakat tek eylem gibi değerlendirilmesi söz konusu değildir. Yargıtay ayrıca, faizle borç alan kişinin suçun mağduru sayılmayacağını, çünkü bu kişinin de meşru zeminde hareket etmediğini vurgulamıştır.
Tefecilik: kazanç elde etmek amacıyla ödünç para verme
Tefecilik suçunun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye kazanç elde etmek amacıyla ödünç para vermesi yeterli olup bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin önemi yoktur.
YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ
Esas No : 2012/1830
Karar No : 2012/31528
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2009
NUMARASI : 2008/334 (E) ve 2009/219 (K)
SUÇ : Tefecilik
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan
incelemede;
Tefecilik suçunda suç öğeleri ve ceza uygulaması, eylemlerin 1.6.2005 tarihinden önce veya sonra
gerçekleştirilmesine göre farklılık göstermektedir. Anılan suç; 765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemde, Y.C.G.K.’nın 3.7.1995 tarih ve 1995/207-236 sayılı kararında da belirtildiği üzere sanığın birden fazla kişiye sürekli ve sistemli bir biçimde faiz karşılığı ödünç para vermek suretiyle çıkar sağlanması bir başka deyişle sanığın ödünç para verme işini meslek haline dönüştürmesi durumunda tefecilik suçu oluşmaktadır. Suçun yaptırımı 2279 sayılı Kanun’un 2520 sayılı Kanun ile değişik 17. maddesinde düzenlenmiştir. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 241. maddesinde suç; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, …” biçiminde tanımlanmıştır. Yeni düzenlemeye göre bu suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye kazanç elde etmek amacıyla ödünç para vermesi yeterli olup bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin önemi yoktur. Bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyecek, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesi olanaklı görülecektir. Ayrıca, tefecilik suçunda, faiz karşılığı borç para alan kişi meşru zeminde bulunmadığından suçun mağduru olarak kabul edilemeyecektir.
Somut olayda; sanığın ve sanıktan faizle borç aldığını iddia eden ….. nın, borç alma işleminin 2005 yılında gerçekleştiğini beyan etmeleri, sanığın, ….. n’ın borcunu ödeyememesi nedeni ile Balıkesir 3. İcra Müdürlüğü nezdinde 11.05.2005 tarihinde icra takibine girişmesi karşısında; suçun unsurları itibariyle oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise lehe olan yasanın ve zamanaşımına esas sürenin belirlenmesi yönünden suç tarihinin tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, şikayet tarihinin suç tarihi kabulü ile hükümlülük kararı verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık ….. nın müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN başkaca yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmasına ….
Comments
No comments yet.