Uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesi kapsamında düzenlenen ve toplum sağlığını doğrudan etkileyen en ağır suç tiplerinden biridir. Bu yazıda, suçun maddi ve manevi unsurları, fail ve mağdur kavramları, suçun temel ve nitelikli halleri ile Yargıtay içtihatları ışığında kapsamlı bir hukuki değerlendirme sunulmaktadır. Özellikle delil değerlendirmesi, suçun tespiti ve cezai yaptırımlar konularında uygulamada karşılaşılan sorunlara değinilmektedir. Uyuşturucu suçları alanında uzmanlaşmış Bıçak Hukuk, hem soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde müvekkillerine etkin hukuki destek sağlamakta, hem de ruhsata tabi uyuşturucu ve psikotrop maddelerin üretimi, ithalatı, satışı ve denetimi gibi idari ve ticari süreçlerde danışmanlık sunarak mevzuata uygunluk ve izin süreçlerinde yol göstermektedir.
Uyuşturucu İmal veya Ticareti Suçu ve Cezası
Uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu TCK m. 188’de düzenlenmiştir. Kullanmak için uyuşturucu maddenin satın alınması, kabul edilmesi, bulundurulması ise TCK m. 191’de yaptırıma bağlanmıştır. Kullanma dışındaki diğer seçimlik hareketler her iki suç tipinde aynıdır. Bu durum, fiilin inceleme konusu suç tiplerinden hangisini oluşturduğu hususunda tereddütlere sebep olmaktadır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulmasının hangi amaçla gerçekleştiğinin belirlenmesi, TCK m. 188/3 ve TCK m. 191’de düzenlenen suç tipleri bakımından en önemli konudur. Suçun manevi unsuru bağlamında yapılacak bu değerlendirme, niteliği itibarıyla, failin iç dünyasına ait bir meseledir.
Bireysel Kullanma & Ticaret
Yargıtay kararlarında failin uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma alışkanlığı; satın alma, kabul etme veya bulundurma amacını ortaya koymak bakımından önemlidir. Fail hakkında uyuşturucu madde kullanması sebebiyle soruşturma yapılması, hakkında tedbire hükmedilmesi, failin uyuşturucu madde bağımlısı olması gibi faktörler; uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanma amacıyla satın alındığı, kabul edildiği veya bulundurulduğu olgularına delil teşkil eder. Bu bağlamda sanığın kan ve idrar tetkiklerinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımına ilişkin bulguya rastlanmış olması, kullanma amacının varlığına yönelik açık bir delildir.
Bu konuda yerleşik yargı kararları şöyledir; “sanığın evinde yapılan aramada kullanım sınırları içerisinde bulunan net 2,4 gr olan esrar ele geçirildiği ve yapılan tahlilde uyuşturucu maddeye rastlandığı da sabit olmakla sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması…”. Yargıtay 10. CD, 06/10/2020, 1266/ 4973 UYAP; “Mahkemece sübut kabul edilerek sanık S. Y. hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına esas alınan 27/11/2016 tarihli eylemle ilgili olarak, gerek kendi beyanı gerekse kan-idrar tahlili ile bilimsel olarak esrar kullandığı saptanan sanığın, diğer sanık Adnan ile birlikte Kahta ilçesine giderek temin ettiği 470 gram (net 170 gram) esrarı satacağı ya da başkalarına vereceği ya da ticari amaçla temin ettiği/bulundurduğu/naklettiği hususunda tape içeriklerinde açık/örtülü herhangi bir ibare veya dosyada savunmanın aksini kanıtlayan delil mevcut olmadığı gözetilmeden anılan eylem esas alınarak sanığın cezasında zincirleme suç nedeniyle artırım yapılarak fazla ceza tayini…”. Gaziantep BAM 5. CD, 11.02.2021, 844/232, UYAP “.
Yargıtay kararlarında kişisel kullanım amacının belirlenmesinde, kesin bir ölçüt olmamakla beraber, ortalama olarak bir kişinin kullanabileceği bir doz esrar miktarının 0.5 gram ve günlük doz sayısının en fazla 4 ila 6 doz olduğu ifade edilmiştir. Bir doz eroin miktarının 10 mg ve günlük doz sayısının ise 4 ile 6 arasında olabileceği, buna göre ortalama bir insanın bir günde tüketebileceği esrar miktarının 3 gram, eroin miktarının ise 60 mg olduğu belirtilmiştir. Şöyle ki; “Merkez Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından hazırlanan 17/08/2017 tarihli uzmanlık raporunda, sanıktan ele geçirilen toplam 24,2 gram maddenin %6,2 oranında eroin ve %1,16 oranında 6-MAM içerdiği belirtilmiştir. Buna göre; sanıktan elde edilen uyuşturucu maddenin 1,50 gramı eroin, 0,28 gramı ime 6-MAM maddesidir. Eroin maddesi, Yargıtay’ın genel uygulamaları nazara alındığında sanığın 25 günlük ihtiyacını karşılamaya yetecek miktardadır”. Adana BAM 5. CD, 09/05/2018, 811/1126, UYAP.
Yargıtay önceki uygulamalarında kişisel kullanım miktarının belirlenmesinde “1 yıllık kullanım miktarını” esas almaktaydı. Son yıllarda verilen kararlarda bu ölçüt yerine somut olayın özelliklerine göre belli bir zaman dilimi içinde sanık tarafından tüketilebilecek miktar esas alınmaktadır. Nitekim; “Aracında yapılan arama sonucu ele geçen kenevir bitkisi dışında, sanığın uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda başka bir kanıtın elde edilememesi, uygulamada kabul edilen günlük kullanım miktarı dikkate alındığında, ekspertiz raporunda belirtilen üçyüzkırk gramlık uyuşturucu madde miktarının yıllık kişisel kullanım sınırları içerisinde bulunması, sanığın söz konusu uyuşturucu maddeyi satmak için değil kullanmak amacıyla bulundurduğu yönündeki aksi kanıtlanamayan savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunu işlediği kuşku boyutunda kalmaktadır”. Yargıtay CGK, 26.06.2012, 10-294/253 UYAP.
Yakalanan uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin yanında paketleme makinesi, hassas terazi, tartı gibi aletlerin bulunmaması, bilhassa bu aletlerde uyuşturucu madde kalıntılarının tespit edilmemesi, keza uyuşturucu maddenin paketlenmesi için özel olarak hazırlanmış kâğıt parçaları, şeffaf poşet vb. malzemelerin elde edilmemiş olması da sanığın uyuşturucu maddeyi kullanım amacıyla bulundurduğuna ilişkin bir kanaat oluşturur.
Bireysel Kullanım Karinesi
Uyuşturucu madde ticareti yapıldığına dair ihbar yoksa, yakalanan uyuşturucu şüphe üzerine yapılan aramada ele geçirilmişse, kişisel kullanım miktarındaysa, satış için hazırlık yapılıp paketlenmemişse, sanık kullanmak için bulundurduğunu beyan ediyorsa, uyuşturucunun ticaret amacıyla bulundurulduğunun kabulü mümkün değildir.
Maddenin Ele Geçirilme Biçimi
Kullanmak için uyuşturucu madde bulunduran kişiler genellikle bu maddeleri rahatlıkla erişebilecekleri yerlerde muhafaza ederler. Maddenin ele geçirilme biçimi bu nedenle önemlidir. Bu anlamda uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ayrı bir depoda, söz gelimi samanlıkta ya da depodaki balyaların altında bulundurulması halinde kullanma maksadının olmadığı ileri sürülebilir. Keza bu madde veya maddelerin kahvehane, bar, bilardo salonu, internet kafe veya bir okul kantini işleten failin masasının çekmecesinde ele geçirilmesi halinde bulundurmanın kullanma amacı ile olmadığı kabul edilebilir. Benzer şekilde failin köylü garajı, eğlence merkezleri veya restoran gibi kalabalık ortamlara girerken veya park ve gezi yerleri, üniversite kampüsleri veya okul önünde yakalanması failin amacının belirlenmesinde göz önünde bulundurulmaktadır
Konusu: Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama” suçunun konusunu, suçun adından da anlaşılacağı üzere uyuşturucu ve uyarıcı madde oluşturur. TCK’da uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin nelerden ibaret olduğu konusunda bir tanım yapılmış değildir. Gerçekten, TCK’nın “tanımlar” başlıklı 6. maddesi uyuşturucu maddenin tanımını yapmamıştır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin nelerden ibaret bulunduğu TCK’da tanımlanmadığı gibi, bunların teker teker gösterilmesi yoluna da gidilmemiştir. Bunun nedeni, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ve aynı etkiyi yapan ilâç ve sentetiklerin kötüye kullanılmalarının yaptırım altına alınarak güçlü bir sosyal savunmanın sağlanmasıdır. Böylece, psikotrop madde olarak, uyuşturucu veya uyarıcı etkisi yapan ve kişilerde bağımlılık meydana getiren bütün maddelerin, bu suçun konusunu oluşturacağı kabul edilmiştir.
Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin nelerden ibaret olduğunu teker teker saymaya imkan da yoktur. Dünya Sağlık Örgütüne göre uyuşturucu madde; “bitkisel veya sentetik menşeli olup, merkezi sinir sistemini etkileyerek fizik ve/veya psişik bağımlılık hallerine yol açan ve bazı hallerde tek konulu (kullanmanın devamı üzerine dozajı arttırmak ihtiyacının duyulması) ve diğer bazı hallerde ise aynı kişinin değişik uyuşturucu kullanması gibi çift konulu tutku yaratan bütün maddelerdir”. Doktrinde ise uyuşturucu madde; “ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde, kanunlarımızda veya kanunların verdiği yetkiye dayanan Bakanlar Kurulu kararlarında uyuşturucu madde olduğu kabul edilerek, tıbbi ve bilimsel amaçlar dışında imali, ithali, ihracı, satılması, satın alınması, bedelsiz devredilmesi, bedelsiz devranılması, bulundurulması, sevkedilmesi, nakledilmesi, kullanılması yasaklanan ya da ruhsata bağlanan; ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak belirtilen eylemlere konu edilmesi suç oluşturan doğal ve yapay maddelerdir” şeklinde tanımlanmıştır. Kısaca, uyuşturucu ve uyarıcı etki yapan ve kişide bağımlılık meydana getiren bütün maddeler uyarıcı ve uyuşturucu madde kapsamında değerlendirilebilir.
Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerle ilgili bir tanımı mevzuatımızda, 3298 sayılı Uyuşturucu Maddelerle İlgili Kanun’u 4/1. maddesinde görmekteyiz. Bu maddeye göre “ham afyon, hazırlanmış afyon, tıbbi afyon ve bunların müstahzarları TCK’nın uygulanmasında uyuşturucu maddelerden sayılır.” 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde uyuşturucu maddeler ‘Tıbbi afyon ile müstahzaratının ve morfin ve bütün milhlerinin ve morfinin uzvi hamızlarla veya küul cezriyle birleşmesinden mütehassıl ve bütün eterlerinin ve bunların milhlerinin ve koka yaprağı, ham kokain ve kokain ekgonin ve tropokokain ile bütün milhlerinin ve yüzde 0.20 gramdan fazla morfin ve milhlerini ve yüzde 0.10 gramdan fazla kokain ve milhlerini muhtevi bütün mustahzarların ve ökodal (Eugodal), dikodit(dicodide), ve dilodit(diloudide), asedikon(acedicone) ve bunların terkibi kimyevisinde bulunan maddeler’ belirlenmiştir.
19.02.1925 tarihli Cenevre Afyon Sözleşmesi; ham afyon, tıbbi afyon, morfin, diasetil morfin, koka yaprağı, ham kokain, kokain, hint keneviri gibi maddeleri tanımlamıştır. Sentetik uyuşturucular ise, 1971 tarihli Psikotrop Maddelere Dair Sözleşme uyarınca; deprasanlar, trankilizanlar (müsekkinler), stimülantlar (uyarıcılar) ve halusijenler olmak üzere dört grupta toplanmıştır.
Ruhsata Bağlanana Uyuşturucu ve Uyarıcı Maddeler
Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerden bir kısmıyla ilgili ruhsat verilmesi hiçbir şekilde mümkün değilken, bir kısmı için ruhsat alınarak imal ve ticaretinin yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır. Hiçbir şekilde ruhsat verilemeyen uyuşturucu ve uyarıcı maddeler söz konusu olduğunda ruhsata ilişkin herhangi bir araştırma yapmaya ihtiyaç yoktur. Ruhsata tabi uyuşturucu ve uyarıcı maddelerde ise, ruhsat alınıp alınmadığı, yapılan işlemin ruhsata uygun olup olmadığı incelenmelidir.
Ulusal mevzuatımızda, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin yasaklanması ya da ruhsata bağlanması konuları 2313 ve 3298 sayılı Kanun’larda düzenlenmiştir. Buna göre;
- 2313 sayılı Kanun’a göre imali, ithali, ihraci ve satışı yasak olan maddeler:
- Müstahzar afyon (2. Madde)
- Esrar (3. Madde)
- 2313 sayılı Kanun’a göre ruhsata tabi olan maddeler:
- Tıbbi afyon ile müstahzaratı;
- Morfin ve bütün milhleri ve morfinin uzvi hamızlarla veya kuül cezriyle birleşmesinden mütehassıl bütün eterleri ve bunların milhleri,
- Koka yaprağı, ham kokain ve ekgonin ve tropokokain ile bütün milhleri,
- Yüzde 0,20 gramdan fazla morfin ve milhleri ve yüzde 0,10 gramdan fazla kokain ve milhlerini muhtevi bütün müstahzarlar;
- Ökodal (Eugodal), dikodit (Dicodide) ve Diloit (Diloudide), Asedikon (Acedicone) ve bunların terkibi kimyevisinde bulunan maddeler
- Bakanlar Kurulu tarafından, bu Kanun kapsamına alınan uyuşturucu veya uyarıcı maddeler (19. Madde)
- 3298 Kanun denetimine tabi olan maddeler:
- Çizilmiş veya çizilmemiş haşhaş kapsülleri,
- Ham afyon,
- Tıbbi afyon ve morfin evsafını haiz afyon alkaloidleri, tuzları, esterleri, ve eterleri,
- Koka yaprağı ve bunun alkaloidleri, tuzları, esterleri, ve eterleri,
- Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca tayin olunacak diğer uyuşturucu maddeler; (1. maddesin 1. Fıkrası)
- Bakanlar Kurulu tarafından, kullanılması zararlı olduğu ve toksikomani yaptığı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca tespit edildiği için bu kanun kapsamına alınan diğer tabii ve sentetik maddeler (1. Maddenin 3. Fıkrası)
TCK’nın 188. maddesinde düzenlenen “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama” suçunun konusu, “ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak” imal, ithal, veya ihraç edilen satılan, satışa arz edilen, başkalarına verilen, sevk edilen, nakledilen, depolanan, satın alınan, kabul edilen, ya da bulundurulan uyuşturucu veya uyarıcı maddelerdir. Şu halde, TCK’nın 188. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen suçun konusunu oluşturan uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin neler olduğunun belirlenmesi aşamasında madde metninde yer alan “ruhsatsız veya ruhsata aykırı” kavramlarının da göz önünde bulundurulması gerekir.
Bir maddenin “uyuşturucu veya uyarıcı madde” olup olmaması ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin “yasaklı” veya “ruhsata tabi olması” birbirinden farklı konulardır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin yasaklanması veya ruhsata bağlanmaları konuları 2313 ve 3298 sayılı Kanunlarda düzenlenmiştir. Bu kanunlara dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararlarıyla yapılan, bir maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde niteliğinde olduğunun tespiti değil, bu niteliği tespit edilen bir maddenin anılan kanun hükümleri kapsamına alınması yani söz konusu maddenin ruhsata tabi tutulması işlemidir.
İmal, ithal veya ihraç
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun üç farklı hali mevcuttur. Bunlardan ilki, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç edilmesidir. “İmal” kavramı, uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin elde edilmesini mümkün kılan bütün işlemleri ifade eder. Uyuşturucu maddelerin arıtılması ve diğer uyuşturucu maddelere dönüştürülmesi işlemlerini kapsar. Ancak, “imal” kavramı, afyon, koka yaprağı, kenevir, kenevir reçinesi veren bitkilerden bunların toplanması ameliyesini ifade eden istihsali kapsamaz. “İthal etmek”, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin siyasi sınırların herhangi bir yerinden ülkeye sokulmasıdır. Başka bir ülkeden gelerek Türkiye’den zorunlu olarak geçip, diğer bir ülkeye gitmekte olan aracın Türkiye sınırları içinde uyuşturucu madde ile birlikte yakalanması halinde fiil, “ithal” değil, “nakletme” oluşturur. “İhraç etmek” ise, uyuşturucu ve uyarıcı maddenin fiziki varlığının bir ülkenin siyasi sınırları dışına çıkarılmasını ifade eder. İhracın söz konusu olabilmesi için uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bizzat fail tarafından taşınması gerekmez; posta, kargo gibi yollarla yurtdışına gönderme halinde de ihraç gerçekleşir.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir. Bu, “bir fiilden iki kez cezalandırılma yasağı” (non bis in dem) şeklinde ifade edilen bir milletlerarası ceza hukuku kuralıdır. Buna göre, Türkiye’den yapılan uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı, karşı ülke açısından ithal oluşturmaktadır. Bu ülkede uyuşturucu veya uyarıcı madde ithali nedeniyle yargılama yapılması veya bir cezaya mahkûm olunması, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yargılama yapılmasına engel teşkil etmemektedir. Böylece, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçlarıyla ilgili olarak non bis in idem kuralına milletlerarası sahada geçerlilik tanınmamıştır. Ancak, Türkiye’den yapılan uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı karşı ülke açısından ithal oluşturduğu için, bu ülkede yapılan yargılama sonucunda mahkûm olunan hapis cezasının infaz edilen kısmının, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılan yargılama sonucunda mahkûm olunan hapis cezasından mahsup edilmesi gerekmektedir.
Ticaret
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun ikinci hali, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ticaretidir. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, nakli, depolanması ya da kazanç amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, suçun ikinci hali şeklinde ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir. Sayılan hareketlerin ortak özelliği, hepsinin ülke içinde ve ticari amaçla gerçekleşmesidir. “Satmak”, uyuşturucu ve uyarıcı maddenin belli bir bedel veya ivaz karşılığı başkasına devridir. Tarafların satım ve bedel konusunda anlaşmaları, satma fiilinin tamamlanması açısından yeterli olmayıp, zilyetliğin de alıcıya geçmesi gerekir. “Satışa arz etmek”, bir kimsenin maliki ya da zilyedi olduğu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak satmak için, satma iradesini açığa vuran herhangi bir davranışta bulunmasıdır. Pazarlık etmek, müşteri aramak, anlaşmaya çalışmak, kaparo almak gibi hareketler satışa arz etme hareketleridir. “Başkanlarına vermek”, bir kimsenin mülkiyetinde veya zilyetliğinde bulunan uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satış sayılmayacak şekilde ve bedel almadan başkasına devretmesidir. “Sevk”, bir kimsenin maliki veya zilyedi bulunduğu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanma dışında bir amaçla bir yerden bir yerden başka bir yere, bir başkası aracılığı ile göndermesidir. “Nakletme”, bir kimsenin maliki veya zilyedi bulunduğu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanma amacı dışında bir amaçla bir yerden başka bir yere, kendisi veya adamı tarafından götürülmesidir. Sevkte gönderme veya yollama söz konusu olduğu halde, nakletmede fail veya adamları tarafından bizzat götürme söz konusudur. “Depolamak”, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bir yerde tutulmasını ifade eder. “Satın almak”, uyuşturucu veya uyarıcı madde üzerindeki fiili ve hukuki tasarruf edebilme hakkının bir bedel veya sair ivaz karşılığında elde etmektir. “Kabul etmek”, bir kişinin başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddenin zilyetliğini, her hangi bir karşılık vermeden üzerine almasıdır. “Bulundurmak”, bir kimsenin kendisine veya başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi, ruhsatsız ve ruhsata aykırı olarak fiili veya hukuki egemenliği altında, o madde üzerinde tasarruf imkanı bulunacak şekilde tutmasıdır.
Uyarıcı madde üretiminde kullanılan madde
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun üçüncü hali, uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddenin ülkeye sokulması, imal edilmesi, satılması, satın alınması, nakledilmesi, depolanması veya ihraç edilmesidir. Dikkat edilmelidir ki, suçun bu halinin konusu, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan maddelerdir ve bunlar uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmazlar; ancak bu maddelerin ithal ve imalinin resmi makamların iznine bağlı olması gerekir.
Belirtilen suç, seçimlik hareketli bir suçtur ve bu seçimlik hareketlerden birinin gerçekleşmesiyle suç oluşacaktır. Ancak bunlardan birkaçının bir olayda gerçekleşmesi hâlinde bir suçun işlendiğini kabul etmek gerekir.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun her üç hali de, bir kazanç elde etmek için işlenmektedir. Ancak, çoğu zaman bu suçun işlenmesi suretiyle ne kadar kazanç elde edildiği belirlenemediği gibi, elde edilen kazancın müsaderesi de mümkün olamamaktadır. Bu nedenle, söz konusu suçun işlenmesi dolayısıyla, hapis cezasının yanı sıra, adlî para cezasına da hükmedilmesi yoluna gidilmiştir. Bu suçların diğer bir ortak özelliği, ticaret yapmak nihai amacına yönelik olarak işlenmeleridir.
Fail
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun faili herkes olabilir. Bu suçun, organize bir şekilde işlenmesi cezanın ağırlaştırılması nedenidir. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarının bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza arttırılmaktadır.
Mağdur
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun mağduru, herkes olabilir. Tüm toplumun bu suçun mağduru olduğu kabul edilmektedir.
Manevi unsuru
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun manevi unsuru, kasıttır. Bu suçun oluşması için herhangi bir saik aranmaz, genel kast yeterlidir. Sanığın yakalanan uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla mı, yoksa ticaret amacıyla mı bulundurduğunun tespitinde uyuşturucu maddenin yakalanış biçimi, yakalandığı yer, şüphe üzerine yakalanıp yakalanmadığı, ihbar olup olmaması, sanık hakkında istihbari çalışma olup olmaması, sanığın savunması, uyuşturucu maddenin miktarı, uyuşturucunun yakalandığı andaki durumu, uyuşturucu ticaretine delalet eden başkaca malzeme yakalanıp yakalanmamış olması gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Yakalanan uyuşturucu miktarı kişisel kullanım sınırı üzerindeyse, preslenmişse, satış için ayrı ayrı paketlenmişse, uyuşturucu ticareti yapıldığı ihbarı üzerine ele geçirilmişse, ele geçirilen uyuşturucu satışa hazır olduğu izlenimi uyandırıyorsa, uyuşturucu ayırma ve tartmada kullanılan araç ele geçirilmişse, ancak hassas tartı ile ölçülebilecek ağırlıkta birden fazla aynı miktarda uyuşturucu ele geçirilmişse, bulundurulan uyuşturucu maddenin ticaret yapmak amacıyla bulundurulduğu kabul edilir.
Nitelikli haller
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun nitelikli halleri mevcuttur. Bunlardan ilki, bu suçun terör amaçlı bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi ve terör suçu niteliği kazanmasıdır. İkincisi, uyuşturucu maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olmasıdır. Üçüncüsü, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçlarının suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesidir. Dikkat edilmelidir ki, bu durumda, suç işlemek amacına yönelik örgüt teşkil etmekten, kurulmuş örgütü yönetmekten, bu örgüte üye olmaktan dolayı ayrıca cezaya hükmedilir. Dördüncüsü, bu suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesidir. Beşincisi, infaz kurumuna veya tutukevine uyuşturucu madde sokulmasıdır.
Hafifletici sebepler
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun hafifletici sebepleri de mevcuttur. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçlarına ilişkin etkin pişmanlık hâli düzenlemesine göre, etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gösterilmesi gerekir. Etkin pişmanlık için, kişinin, diğer suç ortakları ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerler hakkında bilgi vermesi ve verilen bilginin, suç ortaklarının yakalanmasını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması gerekir. Bu durumda, etkin pişmanlık cezanın ortadan kaldırılmasını sağlayan bir şahsî sebep olarak kabul edilmiştir. Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçu ile ilgili olarak etkin pişmanlık hâlinde de etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gösterilmesi gerekir. Etkin pişmanlık için, kişinin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiği hususunda soruşturma makamlarına bilgi vererek, suçluların yakalanmalarını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırması gerekir. Bu koşullar altında etkin pişmanlık gösteren kişi hakkında cezaya hükmolunmaması kabul edilmiştir. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti ya da kullanmak için satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması suçları ile ilgili olarak soruşturma başladıktan sonra, etkin pişmanlık göstererek suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür. Ancak, bu bilgi vermenin gönüllü olması gerekir. Etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için, bunun en geç hüküm verilmeden önce gerçekleşmesi gerekir.
Re’sen takip
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun takibi şikayete bağlı değildir. Bu suç re’sen takip edilen suçlardandır.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün narkotik ve psikotrop maddelerden örnek alınması konulu 16.02.2007 gün ve 7917 sayılı yazısında belirtildiği üzere; yakalanan narkotik ve psikotrop maddelerin menşeinin belirlenmesi, kaynağının ve takip ettiği yolların tespit edilmesi ayrıca uyuşturucu ile mücadelede görevli insan gücü ve diğer kaynakların daha etkili kullanılmasının sağlanması için gerekli verilerin elde edilmesi amacıyla söz konusu maddelerden örnek alınması büyük önem arz ettiği gibi geleneksel haşhaş üreticisi olan bir ülke olmamız sebebiyle, yakalanan narkotik ve psikotrop maddelerin menşeinin Türkiye’ de yetiştirilen haşhaş bitkisinden elde edilip edilmediğinin belirlenmesi ülkemizin uluslararası itibarı açısından da çok önemlidir.
Hukuki Destek
Bıçak Hukuk olarak, uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu başta olmak üzere uyuşturucuya ilişkin ceza hukuku alanında kapsamlı hukuki hizmetler sunmakta, aynı zamanda ruhsata tabi uyuşturucu ve psikotrop maddelerin üretimi, ithalatı, satışı ve denetimi gibi idari ve ticari süreçlerde danışmanlık sağlayarak mevzuata uygunluk ve izin süreçlerinde müvekkillerine yol göstermektedir.. Bu kapsamda verdiğimiz hizmetler şunlardır:
-
Uyuşturucu suçları soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin takibi: Müvekkillerin gözaltı, ifade alma, tutuklama ve yargılama aşamalarında etkin savunma ve temsil hizmeti,
-
Ceza davalarında stratejik danışmanlık ve savunma hazırlığı: Uyuşturucu madde imal, ticaret veya bulundurma suçlarına ilişkin delil analizi, savunma stratejisi geliştirme ve müvekkil haklarının korunması,
-
Uyuşturucu madde suçlarında Yargıtay kararları ışığında içtihat temelli yorum ve başvuru desteği,
-
Ruhsata tabi uyuşturucu ve psikotrop maddelerle ilgili idari ve ticari danışmanlık: İlgili kamu kurumları nezdinde ruhsatlandırma, izin alma, ithalat ve ihracat süreçlerinin yürütülmesi,
-
Sağlık kuruluşları, eczaneler, ilaç şirketleri ve laboratuvarlara yönelik mevzuat uyumu danışmanlığı: İlaç ve kimyasal madde faaliyetlerinin 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmeliklere uygun olarak yürütülmesine yönelik hukuki destek.
Uyuşturucu suçları ve ruhsata tabi maddelerle ilgili tüm süreçlerde müvekkillerimizin yanındayız. Hukuki güvenliğinizi sağlamak ve riskleri en aza indirmek için deneyimli ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.
Sayısal Veriler
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan 2018 yılında yürütülen soruşturma sayısı 93.668 adettir. Bunlardan 23.310 dosya hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (takipsizlik) verilmiş, 49.798 dosya hakkında kamu davası açılmış ve 23.500 dosya hakkında ise diğer kararlar verilmiştir.[1]
Emniyet Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre; 2019 yılı ilk sekiz aylık (Ocak-Ağustos) döneminde toplam 77.658 operasyonda 111.783 kişi gözaltına alınmış, 12.755 kişi tutuklanmıştır. Bu operasyonlarda toplam 11.115 kg eroin, 21.872 kg esrar, 1.123 kg kokain, 115 kg afyon sakızı, 413 kg metamfetamin, 177 kg sentetik kannabinoid (bonzai), 704.398 adet sentetik ecza, 8.619.298 adet captagon, 4.479.140 adet ectasy, 1.733.267 adet kök kenevir ele geçirilmiştir.[2]
EUROPOL ve Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi koordinesinde 2016 yılında çıkarılan “Avrupa Uyuşturucu Pazarları Raporu”nda; 2013 yılında Avrupa Birliği’ndeki toplam uyuşturucu pazarı değerinin en az 24 Milyar Avro olduğu, bu pazarın %38’ini esrar (9,3 Milyar Avro), %28’ini eroin (6,8 Milyar Avro), %24’ünü kokain (5,7 Milyar Avro), %8’ini ATS’ler (amfetamin tipi uyarıcılar) (1,8 Milyar Avro) ve %3’ünü ecstasynin (0,7 Milyar Avro) oluşturduğu ifade edilmektedir.[3]
[1] Adalet Bakanlığı, Adalet İstatistikleri 2018 s.26
[2] EGM 2019 Yılı Verileri, https://egm.gov.tr/agustos (ET: 15.09.2019)
[3] Emniyet Genel Müdürlüğü, Türkiye Uyuşturucu Raporu 2019, Yayın No: 703,
http://www.narkotik.pol.tr/kurumlar/narkotik.pol.tr/TUB%C4%B0M/Ulusal%20Yay%C4%B1nlar/2019-TURKIYE-UYUSTURUCU-RAPORU.pdf (ET: 15.09.2019)
Güncellenmiş ve Geliştirilmiş Versiyon: @Bıçak, V. (2019) “Ekonomik Çıkar Amacıyla İşlenen Suçların Ülkemiz Ekonomisi Açısından Değerlendirilmesi”, Türk- Kore Ceza Hukuku Günleri, 23-24 Eylül 2019, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ankara.
Comments
No comments yet.