Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Referandumla kabul edilen Anayasa değişikliğiyle tanınmıştır. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için şikayetçinin temel hak ve özgürlüklerinden herhangi birinin kamu makamları tarafından ihlal edildiği iddiasının ileri sürülmesi gerekir.
Bireysel Başvuru: AYM
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru
Anayasa mahkemesine bireysel başvuru kurumunun ilk amacı, temel hak ve özgürlükleri anayasa yargısı yoluyla korumak ve geliştirmektir. Gerek genel mahkemeler aracılığıyla gerekse Anayasa Mahkemesi’ne bizzat başvurarak temel hak ve özgürlüklerin somutlaştırılabilmesi, temel hak ve özgürlüklerinin içi boş hukuk kurallarından ibaret olmadığı hususunda bireylerin kanaatlerini pekiştirir. Bireysel başvuru, siyasal katılmanın bir boyutu olarak da önem taşımaktadır. Bireyler, mahkeme kararları dışında kanunlara karşı da bireysel başvuru hakkını kullanarak siyasal sürece dolaylı da olsa katılabilme olanağına kavuşmaktadır.
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru bir “süper temyiz” kurumu değildir. Bireysel başvuru ile dava konusu kararın hukuki denetiminin yapılması söz konusu olmaz. Bireysel başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, hukukun doğru biçimde uygulanıp uygulanmadığıyla ilgilenmez. Yalnızca karar verilirken anayasa hukukunun ihlal edilip edilmediğini, anayasada ve İHAS’nde yer alan temel hakların göz ardı edilip edilmediğini denetler. Mahkemelerin hukuka ilişkin yorumlarının doğruluğunu incelemek, Anayasa Mahkemesi’nin görevi değildir. Anayasa Mahkemesi bir temyiz mahkemesi değildir. Bireysel başvuru sonucu, Anayasa Mahkemesi’nde anayasaya aykırılığı iddia edilen karar hakkında yeniden yargılama yapılır. Bu yargılama eski yargılamanın devamı değildir.
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iki tür hak ihlali halinde mümkündür. Bunlardan ilki, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerin ihlalidir. İkincisi ise, İHAS ve bunun eki olan ve Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki hak ve özgürlüklerin ihlalidir.
Bireysel başvurunun konusu, “kamu gücü” işlemleridir. Bireysel başvuruda bulunabilmek için şikayetçinin “..temel hak ve özgürlüklerinden … herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiası” ileri sürmesi gerekir. Kamu gücü işlemi, bir eylem ya da işlem gibi olumlu bir davranış olabileceği gibi, yapması gerekeni yapmama, bir eylem ya da işlemi gerçekleştirmeme biçiminde olumsuz bir davranış da olabilir. Bazı kamu gücü işlemleri bireysel başvurunun konusu dışında tutulmuştur. Bunlarda ilki, yasama işlemleridir. İkincisi, düzenleyici idari işlemlerdir. Üçüncüsü, Anayasa Mahkemesi kararlarıdır. Dördüncüsü ise, Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerdir.
Bireysel başvuru hakkına herkes sahip olmalıdır. Herkes kavramı, gerçek kişileri kapsadığı gibi, tüzel kişileri de kapsar. Özel hukuk tüzel kişileri, siyasi partiler, dernekler, vakıflar da bireysel başvuru hakkına sahip olmalıdır. Ancak, yasal düzenleme bireysel başvuru hakkına sahip olan kişilerle ilgili sınırlamalar getirmiştir. Bunlardan ilki, bireysel başvurunun ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenen kişiler tarafından yapılabilmesidir. İkincisi, kamu tüzel kişilerinin bireysel başvuru yapma hakkı ortadan kaldırılmıştır. Özel hukuk tüzel kişileri ise, sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmektedir. Üçüncüsü ise, yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili olarak yabancıların bireysel başvuru yapamamasıdır.
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesine Bireysel Başvuru
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi(İHAM), Fransa’nın Strasbourg şehrinde bulunan uluslararası bir yargı organıdır.
İHAM’ı salt bir tazminât mahkemesi olarak algılamak doğru değildir. Mahkeme, taraf devletin bir uygulamasına veya düzenlemesine karşı açılan davada, önce bu düzenleme veya uygulamanın Sözleşmeye aykırı olup olmadığını tespit etmekte, aykırılık tespit ettiği takdirde zarar görenin zararını, taraf sorumlu devletçe tazmin edilmesine hükmetmektedir. Bazen ele alınan bir davada davalı Devleti, bir tazminata hükmetmeden de İHAS’ne aykırı davrandığı gerekçesiyle de mahkum edebilmektedir. Devletler, sadece Mahkemenin verdiği tazminât kararlarını yerine getirmekle sorumluluktan kurtulamamakta; ayrıca, Sözleşmeye aykırılığı tespit edilen bir düzenlemeyi Sözleşmeye uygun hale getirmekle yükümlü bulunmaktadır.
İHAM’ne her türlü insan hakkı ihlali için başvurulması mümkün değildir. İHAS ve ek protokollerde yer alan insan hakları ihlallerine karşı, diğer başvuru koşulları sağlanmak kaydıyla, İHAM’ne başvurmak mümkündür.
İHAS ve el protokollerde güvenceye kavuşturulan temel haklar;
- yaşam hakkı(md 2),
- işkence yasağı(md 3),
- kişi özgürlük ve güvenlik hakkı(md 5),
- adil yargılanma hakkı(md 6),
- kanunsuz cezalandırılmama yasağı(md 7),
- düşünce, din ve vicdan özgürlüğü(md 9),
- ifade özgürlüğü(md 10),
- toplanma ve örgütlenme özgürlüğü(md 11),
- özel yaşama saygı hakkı(md 8),
- evlenme ve aile kurma hakkı(md 12),
- mülkiyet hakkı(ek 1 no’lu protokol md 1),
- eğitim ve öğrenim hakkı ( ek 1 no’lu protokol md 2),
- borç nedeniyle hapis yasağı,
- seyahat özgürlüğü,
- vatandaşların sınır dışı edilmesi yasağı,
- yabancıların toplu olarak sınır dışı edilmeleri yasağı (ek 2 no’ lu protokol)
gibi haklardır.
İHAM’a yapılan başvuru, birey başvurusu olabileceği gibi devlet başvurusu da olabilir. Her sözleşmeci devlet, diğer bir sözleşmeci devlete karşı Sözleşme ve Protokolleri hükümlerinin ihlali iddiası ile Mahkeme’ye başvurabilir. İHAS veya protokollerinde tanınan haklarının sözleşmeci devletlerden biri tarafından ihlal edilmesinden dolayı, mağdur olduğunu öne süren her gerçek kişi, hükümet dışı kuruluş veya kişi grupları İHAM’ne başvurabilir. Sözleşmeci devletler bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını hiçbir surette engel olmamayı taahhüt ederler.
İHAM’a bireysel başvuru, İHAM’a gönderilen ve şikayetin konusunu açıkça belirten bir mektup ile yapılabileceği gibi(bu durumda, doldurup Mahkemeye ulaştırılmak üzere bir başvuru formu gönderilir), doldurulmuş bir başvuru formu gönderilerek de yapılabilir.
Başvuru, İHAM’ın resmi dillerinden(İngilizce ve Fransızca) biri kullanılarak yapılabileceği gibi, Sözleşme’yi onaylamış olan devletlerden birinin resmi dilinde de yapılabilir.